Atatürk ve Türk Kadınları
1881 yılında Selanik’ te doğan bir güneşin tüm Türk kadınlarının hayatını değiştireceğini nereden bilebilirdik ki? Herkesin bildiği üzere şanlı ülkemizin kadını gerektiği zaman tüm savaşlarda ve tüm cephelerde erkekler ile bir olup vatanı savundu, bununla beraber savaş alanının dışında da birçok yardımı dokunan kadınlar tüm gücü ile destek vermiştir.
Atatürk tüm Türk kadınlarının yapmış olduğu bu fedakarlıkları takdir etmiş ve cumhuriyet kurulduktan sonra da onlara büyük ölçüde yer vermiştir.
Çünkü kazanmış olduğumuz savaşta kadınların değeri ve verdiği emekler azımsanmayacak bir ölçüdedir. Savaş esnasında bile ülkenin geleceğini düşünen Gazi Mustafa o yıllarda dahi kadınların sosyal, ekonomi, eğitim gibi alanlarda başarılı olduğunu görmüştür.
Atatürk’ün ikinci hedefi olan ve büyük bir ölçüde refah seviyesini arttıracak olan çağdaş uygarlık döneminin de üstüne taşımaktı.
Cumhuriyet kurulduktan sonra yeni bir devlet olarak benimsenen ve toplum algısıyla beraber
yürütülen “Cumhuriyet kadını” imajını Mustafa Kemal Atatürk oluşturmuştur. Ve bu imajı en iyi
şekilde göstermek ve benimsemek amacıyla da gerekli reformlar yapmıştır.

Atatürk ve Türk Kadınları konusu her zaman tüm dünyaya örnek olmuştur.
Tüm bunlara da bağlı olarak meydana gelen yeni yenilikler ve atılımlar bu reformlar sayesinde oluşmuştur.
“Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” Türk ailesini ve kadınını sağlam temeller üzerine konuşlandırmak isteyen Mustafa Kemal, medeni kanunda değişiklikler uygulamıştır.
Önce 1924’de Tevhid-i Tedrisat kanunu ile eğitimde eşitlik sağlandı ve sonrasında 1926’da yürürlüğe giren Türk medeni kanunu ile kadın eşit yurttaş sayıldı.
Türk kadının almış olduğu bu haklar Avrupa’da neredeyse hiçbir ülkede ve hiçbir kadında bulunmuyordu.
Gerçekten Türk milleti ve kadını gerek Avrupa’da gerek Asya’da büyük bir ölçüde emek vermiştir ve vermiş olduğu bu emekler sayesinde erdemli Türk evlatlarını yetiştirmiştir.
Türk kadını yetiştirmiş olduğu erdemli evlatlarını güzel bir şekilde terbiye etmesi de ülkemizin kadınının başarılı ve sabırlı olduğunu göstermektedir.
Tüm bunların yanında medeni kanunda aile ve aile içindeki bağlar büyük ölçüde değişti.
En önemlisi çok eşliliğe son verildi. Atatürk ve Türk kadını konusunda dikkat çeken bir diğer ayrıntı da Türk erkek ve kadınına evlilikte yaş zorunluluğu getirilmesidir.
Avrupa’da olmayan ve medeni kanun ile milletimiz kadınlarına gelen boşanma hakkı da büyük bir yenilikti.
Toplumsal hayatta büyük bir ölçüde Gazi Mustafa Kemal sayesinde yer eden şanlı Türk kadını çeşitli mesleklere de atılmıştır.
İlk ülkemizin kadın avukatı olan Beyhan Hanım 1928’de ilk mahkemesine katılım sağlamıştır. Bunların yanında diyarımızın kadınları 1934 yılında yapılan anayasa değişikliği sebebiyle seçme ve seçilme hakkını da elde etmiştir.
Bu hak diğer Avrupa ülkelerine çok uzun bir süre sonra gelmiştir. Bu hakkı bize erken veren ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnettarız.
Diğer ülkelere uzun yıllar sonra gelen bu hakkı Kadınlar tam olarak kullanamamıştır. Yine bir ilk olarak
Mustafa Kemal dünyada ki tüm kadınları milletler arası bir kongre altında Atatürk himayesinde 1935
yılında İstanbul’da toplamıştır.
Ve yapmış olduğu bir konuşmada şunları dile getirmiştir. Türk kadınları diğer tüm kadınlara elini vererek barış ve huzur için çalışacaklarından emin olabilirsiniz.
Gazi Mustafa Kemal, ülkemizin kadınları ve erkekleri hakkında şunları da söylemiştir.
Yurttaşlarımız gerek erkek gerek kadın olmak üzere hiçbir şekilde diğer Avrupa insanlarının altında kalmayacağını ve daima kendini yukarıya taşıyacağını belirtmiştir.
Bunların yanında da şanlı Türk kadınlarımızın diğer Avrupa kadınlarından bilgi, kültürel olarak daima üstlerde bulunacağını söylemiştir.
Yurttaşlarımız ve kadınlarımız yüzyıllardır çekmiş olduğu hasreti Gazi Mustafa Kemal Paşa sona erdirmiştir.
Bu sebeple diğer tüm Avrupa kadınlarının önüne geçen şanlı ülkemiz kadınları ve erkekleri cinsiyet eşitliği anlamında büyük bir adım atılmıştır ve Avrupa yurttaşlarının önüne çağdaş bir şekilde çıkmıştır.
Ülkemizde bulunan her bir insan ülkenin çağdaşlaşmasında büyük bir etkiye ve öneme sahiptir. Mustafa Kemal kadın ve erkek eğitimine de büyük bir ölçüde değer ve önem vermiştir.
Atatürk her bireyin eşit ölçüde eğitim göreceğini belirtir.
1921 yılında yapılan Maarif Kongresine 250 öğretmen katılım sağladı, bu katılımda öğretmenlerin kadın ve erkek olması da önemli bir ölçüde dikkat çekti ve mesaj buradan da verilmiş oldu.
Mustafa Kemal eğitimde eşitlik olmasını ve kadın ile erkeğin aynı ortamda çalışabileceğinin mesajını da açıkça vermiş oldu. Tüm bunların yanında toplumun tamamın eğitilmesini isteyen Atatürk, hiçbir vatandaşını eğitimden mahrum kalmasını istememiştir.
Bu sebeple de kadın erkek eğitiminde karma olan sisteme geçiş yapılacağını belirtti. Bu karma eğitimi gerçekleştirdikten sonra toplumda oluşan kadın erkek ayrımını da ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.
Kemal Atatürk kısa sürede ülkenin eğitimli insanlarının sayısını arttırmayı hedeflemiştir.
Ve bununla beraber de ülkenin her bakımdan kalkınmasını hedeflemiştir.
Bu bağlamda da milli kültüre dair bilimsel yöntemlere dayalı bir yükseliş olmasını istemiştir. Ülkede bilimsel yöntemlere dayalı bir eğitim merkezi kurulması gerekiyordu ve bu yüzden Ankara’da İş Üniversitesi kurulmasına karar verdi.
Ülkemizin kadınlarının da bu tarz eğitimlere tabii olmasını isteyen Ömer Buyse kadınların da meslek
eğitimini alabileceği bir okul kurulmasını tavsiye etmiştir.
Kurulan okulun ismini de “İsmet İnönü Kız Enstitüsü” olması teklifini sunulmuştur. Bu okulun kurulmasının sebebi de genç kızların ve kadınların sanata dair olan ilgisini arttırmak ve sanat konusunda kendilerini geliştirmelerini istemesidir.
Bu yıllarda açılan ve en dikkat çeken okullardan biri olan Cumhuriyet’in elit ve ideal kadınlarının yetiştirildiği Kız Enstitüsü olduğu açıkça belirlenmiştir.
Bu sebeple buradan mezun olan kız öğrenciler muallim olarak mezun olmuştur.
Mezun olan bu muallimler gitmiş oldukları köylerde de diğer Türk kadınlarına modern ev hanımlığını da öğretmekte, Atatürk ve Türk kadını hakkında halkı bilinçlendirmektelerdi.
Sonuç olarak toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ortadan kalkmış oldu ve tüm şanlı Türk kadınları Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde Avrupa kadınlarının dahi çağdaşlıkta önlerine geçerek söz sahibi oldu.